Neden Beton?

İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarından olan barınma ve korunmaya hizmet etmesi nedeniyle beton, yerleşik hayata geçilmesinden sonra en çok kullanılan yapı malzemesi haline gelmiştir ve bu önemini günümüzde de sürdürmektedir. Bunun birçok sebebi vardır. En temel sebepleri; dayanıklı bir malzeme olmasıdır.

Bu yüzden insanlar yapılarında betonu tercih etmektedir. Ayrıca istenilen her yerde; yüksek dayanımı ve diğer malzemelere oranla daha az enerji ile üretilebiliyor olması, herkes için kolay ulaşılabilirliği dikkat çekmektedir.

Betonun Tarihçesi?

Genel anlamda betonun ilk örnekleri 5000 yıl öncesine, kil harcından piramit yapan Eski Mısır’a kadar dayanmaktadır. Romalılar ise su ile birleşince sertleşen çimentoyu ilk kullananlar olarak tarihte yerlerini aldılar. Ayrıca Çinlilerin de Çin Seddi yapımında bağlayıcı malzemeler kullandıkları bilinmektedir. Benzer tarihlerde ise Türkler ve Persler tarafından “Horasan Harcı” denilen ve Avrupalılar tarafından bilinmeyen çok sağlam bir bağlayıcı kullanılıyordu.
Günümüzde kullanılan hazır betonun ilk kullanım yeri ise Almanya’dır. İlk olarak 1903’de hazır betonu üreterek öncülük ettiler ve 1927 yılında ilk beton pompasının patentini aldılar. İlk transmikser ise 1916 yılında Türkiye göçmeni bir Amerikalı tarafından icat edildi.

1928 yılında Fransız Eugene Freyssinet, yüksek dayanımlı çelik ve beton kullanarak öngermeli beton yapımını geliştirdi.

1957 yılında Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği ve 1988 yılında Türkiye Hazır Beton Birliği kuruldu.

1976 yılında hazır beton ile tanışan Türkiye, günümüzde yıllık yaklaşık 100 milyon m3 beton üretimi ile Avrupa’nın en büyük, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra dünyanın 3. büyük beton üreticisidir. Ayrıca kişi başı düşen beton miktarında da ilk sıralardadır.

Betonun Dayanımı ve Dayanıklılığı Farkı Nedir?

Betonun özelliklerinden iki tanesi olan dayanım ve dayanıklılık genellikle karıştırılmaktadır. Betonun dayanımı (mukavemeti), taşıma kapasitesini yani kırılma olmadan maksimum taşıma gücünü (yükünü) anlatırken, dayanıklılığı (dürabilite) ise farklı fiziksel ve kimyasal etkilere karşı direnci ve zaman içinde kalitesinin değişimiyle (servis ömrü) ilgili bir parametredir.

Çevresel Etkilere Göre Beton Değişir Mi?

Hem standartlarda hem de gerçek hayatta farklı çevresel koşullara göre farklı betonları tasarlamak gerekmektedir. Ankara’daki bir betonla İstanbul’daki bir betonun tasarımı aynı olmamalıdır. Ya da deniz kenarı bir evin betonu ile kaya üzerine kurulu bir betonun farkı olmalıdır. Ankara’da kar, buz, donma çözünme gibi çevresel etkiler varken, İstanbul’da denizden gelen klor gibi etkiler vardır. Bu nedenle Ankara için kaliteli bir beton, İstanbul için olmayabilir. Bu tasarımların uzman mühendisler tarafından yapılması bu nedenle önemlidir.

Betonun ömrü kaç yıldır?

Yapıların ömrü söz konusu olduğunda doğru soru betonarmenin ömrü kaç yıldır olmalıdır. Önce şunu belirtelim; her yapının belirli bir kullanım ömrü bulunmakta olup bunun için standart bir tarih aralığı belirlenmesi mümkün değildir. Yapının ömrünü etkileyen faktörler değişkendir ve yapıya özeldir.

Genel anlamda betonarmenin ömrü, betonarmeyi oluşturan betonun ve demir donatının dayanıklı olmasına bağlıdır ve özellikle betonun içerisindeki demirin korozyona uğraması, yani paslanmasıyla ilgilidir. Normal şartlarda yaklaşık 50 yıl olarak düşünülebilir. Bu da en fazla 50 yılda bir binaların yenilenmesi ya da bakım onarım görmesi anlamına gelir ki, bu dönem beton kalitesi ve çevresel etkilere bağlı olarak çok daha azalabilir. Bu arada özel projeler için 100 yıl üzeri ömürlü özel betonlar da üretilmektedir.

Tek kriter olmamakla birlikte binanız 30+ yaşındaysa kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilebiliyor.

Bina üretiminde betonun payı

Beton üretiminde yapılacak küçük değişiklikler, kalitesinde büyük farklar yaratır. Örneğin; 1 m3 betonda kullanılan çimento miktarına kg olarak dozaj denir ve iyi beton için minimum bir miktar söz konusudur. Yaklaşık %5 oranında fazla çimento kullanımı betonun kalitesini artıracaktır.

En önemli konu; betonun sadece dayanıma göre değil, maruz kaldığı çevresel etkilere de dirençli olacak biçimde tasarlanmasıdır.

Betonun bina maliyetlerindeki payı yaklaşık %5-6 mertebelerindedir. 100 m²’lik bir binada yaklaşık 40 m3 beton kullanılır (radye temel, perde taşıyıcı sistem varsayımı ile). Bu miktar farklı taşıyıcı sistemler için daha düşük olabilir. İnşaat maliyetlerini sadece hammadde ve malzeme kullanımı maliyetine indirgemek doğru olmaz. Maliyete arazi, işçilik, finansman, pazarlama ve satış gibi birçok kalemi ekleyebiliriz. Özellikle lüks ve birinci sınıf binalarda yapı maliyetini etkileyen etmenler daha çok mülkün konumu ve kullanılan diğer malzemelerdir.